Yaşam Çocuk

Yaşam Çocuk
Çocuk Dünyası

Sayfalar

Andersen Masalları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Andersen Masalları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Ocak 2024 Perşembe

Andersen Masalları ( Kitap Özetleri )

KİTABIN ADI : Andersen Masalları
KİTABIN YAZARI : Hans Christian ANDERSEN
YAYINEVİ VE ADRESİ: Engin Yayıncılık Beyazıt / İSTANBUL
KİTABIN YAYIM MAKSADI : Çocuklara Okuma Alışkanlığını Sağlamak, Bilgi Hazinelerini Geliştirmek, Kısa ve Öz Mesajlar Vererek Hayata Emin Adımlarla Yetiştirmek.



KİTABIN ÖZETİ :

1. PRENSES VE BEZELYE TANESİ:

Günlerden çok fırtınalı ve sağanaklı bir gündür. Tepenin yüceliklerindeki büyük şatoda bir kral, kraliçe ve yakışıklı oğulları prens oturmaktadır. Prens çok uzun yıllar boyunca kendi gibi iyi ahlaklı ve güzel bir prenses arar. Ancak bu kadar aramaya rağmen bulamamıştır ve bunun üzüntüsüyle şatoya geri dönmüştür. Durumu krala anlatacağı zaman kapı vurulur. Kapıyı açan kral karşısında

10 Ağustos 2011 Çarşamba

ÜÇ ARKADAŞIN HİKAYESİ

Bugün seni özledim sevgili aynacık. Hemen akşam olsun istedim. Çünkü benim için hazırladığın güzel masalları özlemiştim. Çağırdım çağırdım, gelmedin. Şöyler misin, masallar hep gece olunca mı okunmalı?

Ve aynacık ay gökyüzüne çıkar-çıkmaz, soluğu padişah kızı’nın yanında almış. Masalı anlatmaya başlamadan önce ona şunları söylemiş: Masallar gecenin karanlığında yaşar. Hem uyumadan önce anlatılsın ki güzel rüyalar göresin. Haydi şimdi dinlemeye başla…

25 Haziran 2011 Cumartesi

YEDİ KARGALAR Masalı

YEDİ KARGALAR
Bir adamın yedi oğlu varmış.o kadar istermiş de bir kızı olmazmış.günün birinde karısı ona müjde vermiş :gebe olduğunu söylemiş.çocuk dünyaya gelmiş.bu seferki kızmış.buna çok sevinmişler ama ,çocuk pek cılız , pek ufakcık bir şeymiş. Bu yüzden de evde vaftiz edilmesi gerekmiş.
Vaftiz suyu getirsin diye babası , oğullarınadan birini kuyuya yollamış. Öbür altı oğlan daonun paşinden gitmişler.hepsi de suyu önce kendisi doldurmak istiyormuş . bu yüzden testi suya düşmüş . oğlanlar oldukları yerde kala kalmışlar ; ne yapacaklarını şaşırmışlar .hiçbiri eve dönmeye cesaret edememiş.
Çocukların hala dönmediklerini gören baba:

3 Aralık 2010 Cuma

Kalem

KALEM

Ninesi yazmayı kesti ve torununa şöyle dedi:
- 'Aslında, senin hakkında yazıyorum. Fakat kelimelerden daha önemlisi, kullandığım Kurşun Kalem.
Umarım büyüdüğünde sen de bu kurşun kalem gibi olursun.'

Gürültücü Çocuk

GÜRÜLTÜCÜ ÇOCUK..





Gürültücü çocuğu hiç kimse sevmezdi. Çünkü o kadar gürültü yapardı ki yer yerinden oynardı. Hele yürürken çıkardığı sesler dayanılacak gibi değildi. O sokağa çıktığı zaman herkes evine koşar, kapıyı pencereyi sıkı sıkı örterdi.




Bir gün annesi gürültücü çocuğu ekmek almaya gönderdi.




Gürültücü doğru fırına gidip bağırdı:




- Bir tane ekmek istiyorum!




Öyle bağırdı ki arabasında uyumakta olan minik bebek ağlamaya başladı. Bebeğin annesi gürültücüye dönerek “Ne düşüncesiz çocuksun ! Biraz yavaş konuşamaz mısın sen?” diye söylendi. Ama bizim gürültücü çocuk hiç akıllanmadı. Eve dönerken başladı gülmeye. Kahkahaları her yeri çınlatıyordu.




Pencereden genç bir hanım başını uzatıp gürültücüye seslendi:




- Neden bu kadar hızlı gülüyorsun? Çocuğum hasta ve başı çok ağrıyor. Sesin onu rahatsız etti. Haydi git buradan!




Gürültücü çocuk daha da çok gülmeye , gümbür gümbür sesler çıkarmaya başladı.




Artık ona bir ders vermenin zamanı gelmişti. Bütün mahalle halkı toplanıp konuştular.




Ertesi gün gürültücü çocuk ekmek almak için fırına girdi. Her zamanki gibi bağırmaya başladı :




- Bir tane ekmek istiyorum.




Ama fırıncı hiç oralı olmadı; duymamış gibi davrandı. Gürültücü çocuk daha da bağırdı:




- Bir tane ekmek istiyorum dedim!




Fırıncı yine ses çıkarmadı.




Gürültücü çocuk çaresiz fırından çıktı.




Yürürken “takır tukur”sesler çıkarıyor, ıslık çalıyordu.




Evin önünden geçerken biri pencereyi açtı ve gürültücü çocuğun başına bir kova soğuk su döktü. Gürültücü titremekten hiç ses çıkaramaz oldu.




Sonra doğruca evine gidip olanları düşündü. Çevresine ne kadar saygısızca davrandığını anladı.




O gün bu gündür gürültücü çocuk bir daha hiç gürültü yapmadı.






This image has been resized.Click to view original image

7 Ekim 2010 Perşembe

Keloğlan ve Kuyudaki Dev Masalı

Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde develer tellalken, pireler berberken, ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallarken; ülkenin birinde bir kasaba varmış. Bu kasabanın kenar mahallelerindeki bir kulübede, çok fakir bir keloğlan ile ihtiyar annesi yaşamakta imiş. Keloğlan çok akıllı ve becerikli olmasına rağmen çalışmaktan hoşlanmaz, tembel tembel evde oturmayı, ne buldu ise yiyip, içmeyi ve uyumayı severmiş. Tembel mi tembel, saçsız kafası ile de çok çirkin olduğu için herkes ona keloğlan dermiş. Keloğlanın ihtiyar annesi ise el çamaşırı yıkar, hem kendini, hem de tembel keloğlanı beslemeğe çalışır, zorluklar içinde geçinirlermiş.